Trump’ın “Ticaret Savaşı” Nereye Gidiyor: F-35 Üreticisi Lockheed Martin Endişeli

24.05.2025 06:04
Trump’ın “Ticaret Savaşı” Nereye Gidiyor: F-35 Üreticisi Lockheed Martin Endişeli

ERBİL GÖZÜAÇIK

Elon Musk’ın yakın zamanda yaptığı, Çin’in ihracat kısıtlamalarının Tesla'nın üretim süreçlerini olumsuz etkilediğine dair açıklamalarının ardından Financial Times ve TIME dergilerinde yayınlanan son makalelerde ABD’li stratejik ulusal şirketlerin tedarik sorununa dair endişeleri dile getiriliyor.

Kasım 2024 seçimlerini kazanarak ABD politikasına yeniden biçim veren Trump yönetiminin, "America First" doktrini ve “Make America Great Again!” sloganıyla ele aldığı bu yeni dönemde, Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere sıcak askeri çatışmaların ikincil konuma itildiği ve merkezine, ekonomik hegemonyanın yeniden tesisini ve diplomasiyi alan dış politika serüveni devam ediyor.

Hiç kuşkusuz henüz ABD ve Avrupa kadar ekonomik alanın yanı sıra sosyal ve kültürel olarak bir cazibe merkezi değilse de Çin’in özellikle son yıllarda küresel ekonomide birçok alanda ABD’yi zorlamaya, bazı alanlarda da geride bırakmaya başladığı her geçen gün daha fazla ekonomi uzmanı tarafından dile getiriliyor.

Çin, 2020 sonrası dönemde küresel sanayi üretiminin %30’undan fazlasını tek başına gerçekleştiriyor. Özellikle elektrikli araçlar, bataryalar, güneş panelleri, nadir toprak elementleri gibi stratejik sektörlerde lider durumda. Uzun vadeli devlet stratejileri ve merkezi planlama ile son 20 yılda dijital ve fiziksel yapıya yönelen yatırımların rekor seviyeye ulaşmasının yanı sıra 5G, süper iletkenler, yapay zekâ ve kuantum bilişim gibi geleceğin teknolojilerinde kaydedilen önemli aşamalar ve Kuşak ve Yol Projesi (BRI) ile 140’tan fazla ülkeye uzanan bir ekonomik ve lojistik ağ kurma hedefinde olan Çin, şimdiden Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki birçok ülkede ABD'den daha etkili bir ekonomik ortak haline geldi.

H1-Haber-i-i-g-rsel-2

HEGEMONYA MÜCADELESİNDE TİCARET SAVAŞLARI ÖN PLANA ÇIKIYOR

İkinci başkanlık döneminde yeni politikasının merkezine tam da bu atılımı koyan Trump ve yönetimi ise ilk iş olarak Çin'e yönelik gümrük tarifelerini hızla artırmaya başladı. Ocak 2025'te %10 olan tarifeler, Nisan 2025 itibarıyla %145'e kadar yükseltildi. Bu artış, Çin'den ithal edilen neredeyse tüm ürünleri kapsadı.

Bu sert adım, Çin'in 4 Nisan 2025'te nadir toprak elementleri ihracatına lisans zorunluluğu getirmesiyle karşılık buldu. Bu kısıtlama, özellikle savunma, enerji ve otomotiv sektörlerinde kullanılan samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lutesyum, skandiyum ve itriyum gibi elementleri kapsadı. Bunun yanı sıra, 12 Nisan 2025'ten itibaren ABD'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi %84'ten %125'e çıkarıldı.

Bu politikalara karşın Amerikalı şirketler ve bazı Cumhuriyetçi çevrelerin, Çin ile tam bir ekonomik kopuşun kendi çıkarlarına zarar verdiğini her geçen gün daha yüksek sesle dillendiriyor.

Uzun vadeli ve oldukça sabırlı politikaları ile bilinen Çin ise nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtla hamlesini yaptı, ancak her ne kadar farklı bir ekonomik ve yönetim modelini temsil ettiğini iddia etse de bu neo-liberal sahadaki oyunu kurallarına göre oynuyor ve küresel pazarda "güvenilmez tedarikçi" algısı oluşmasını istemiyor.

Bu hamlelerin ardından Cenevre’de taraflar arasında 10 Mayıs’ta yapılan görüşme sonucunda, 90 gün süreyle ABD’nin, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini %145'ten %30'a; Çin’in ise ABD mallarına uyguladığı gümrük vergilerini %125’ten %10'a düşüreceğini açıklamıştı.

FT: “ÇİN'İN NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ KISITLAMALARI KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİNİ TEHDİT EDİYOR”

Her ne kadar ilk bakışta acil bir “geri adım” gibi de anlaşılabilecek bu geçici anlaşmada, daha önemli motivasyonun ise zaman kazanmak ve daha kapsamlı bir strateji üretmek adına kullanılabilecek bir “es verme” hamlesi olduğu da söylenebilir.

Çin, dünyanın nadir toprak elementleri üretiminin yaklaşık %60’ını gerçekleştirmekte ve bu alanda bir tekel gücüne sahip. Sözkonusu geçici anlaşmanın duyurulmasına karşın, Çin'in ABD'ye ihracatları onaylayıp onaylamadığı da henüz net değil.

Financial Times, 18 Mayıs tarihli makalesi*nde bu belirsizliğin, özellikle savaş uçakları gibi kritik savunma sanayi üretimi ile elektirikli araç üretimlerinde gecikmelere ve aksamalara sebep olduğu bildiriliyor. Bu nadir elementler F-35 tipi savaş uçağının yanı sıra Tesla ve Ford başta olmak üzere birçok elektrikli araç üretimi için yaygın biçimde kullanılmakta.

Ayrıca haberde, F-35 üreticisi Lockheed Martin'in kullanılan kalıcı mıknatıslara yönelik kısıtlamaların kısa vadede sorun yaratması ve uzun vadede tedarik zincirlerini yeniden şekillendirmeye zorlamasını beklediği ifade edildi.

Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Yönetim Kurulu Üyesi Wolfgang Niedermark ise "Avrupa'daki üretimin ciddi şekilde zarar görmesini önlemek için zaman hızla daralıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Time Dergisi internet portalında 20 Mayıs’ta yayınlanan bir diğer makale*ye göre ise, Okyanus ve hava taşımacılığı fiyat analiz platformu Xeneta'nın baş analisti Peter Sand, “Piyasa gerçekten Trump yönetiminin politikalarındaki belirsizlik ritmine göre hareket ediyor,” diyor ve ekliyor: “Böyle bir iş ortamı, öngörülebilirlik, güvenilirlik ve esnekliğin kilit kavramlar olduğu tedarik zincirlerinde çalışan herkes için oldukça zehirli.”

***

1* https://www.ft.com/content/81ba803e-9cce-4752-8432-4dde4e77c691 

2* https://time.com/7286933/trump-trade-war-us-china-tariff-pause-businesses-costs-uncertainty/

Son güncelleme: 06.10.2025 11:16