Bütün Dünya Üç Maymunu Oynarken İsrail Askerleri Anbean Süren Soykırımı Sarsıcı Aktarımlarla Teyit Ediyor

İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze saldırılarında 56 bin 77 Filistinliyi katletti, 131 bin 848 kişi ise aynı saldırılarda yaralandı. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, sadece 27 Mayıs’tan itibaren yardım dağıtım noktalarında ve BM gıda kamyonlarının beklendiği bölgelerde 516 ila 549 Filistinli öldürüldü. İsrail Haaretz Gazetesi’nin yayınladığı dosya haberde yer alan subay ve asker anlatıları ise, Gazze’de anbean süren soykırımı şok edici bir şekilde gözler önüne seriyor.
HABER MERKEZİ - Haaretz Gazetesi’nin 27 Haziran 2025 tarihli haberine göre, İsrail ordusundaki subay ve askerler, Gazze Şeridi'nde ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (Gaza Humanitarian Foundation) tarafından işletilen sözde insani yardım dağıtım noktalarında, silahsız Filistinli sivillere kasten ateş açtıklarını itiraf ediyor. Haberde, bu eylemlerin üst düzey komutanlardan gelen emirlerle gerçekleştiği ve sistematik bir şekilde uygulandığı belirtiliyor.
"BURASI BİR ÖLÜM TARLASI"
Haberde, ismi verilmeyen bir İsrail askeri tanık olduklarını şu sözlerle aktarıyor: “Burası bir ölüm tarlası. Görev yaptığım yerde her gün bir ile beş kişi öldürülüyor. Onlara düşman güç muamelesi yapılıyor — kitle müdahale önlemi yok, göz yaşartıcı gaz yok — sadece eldeki tüm silahlarla ateş ediliyor: ağır makineli tüfekler, bomba atarlar, havan topları. Sonra merkez açıldığında ateş kesiliyor ve yaklaşabileceklerini biliyorlar. Bizim iletişim şeklimiz ateş etmek! Sabahın erken saatlerinde sıraya girmeye çalışanlara yüzlerce metre uzaktan ateş açıyoruz, bazen de yakın mesafeden hücum ediyoruz. Ama birliklerimiz için hiçbir tehlike yok. Karşılıklı ateş edildiğine dair tek bir örnek bile bilmiyorum. Düşman yok, silah yok.”
“TANKLARDAN MAKİNELİ TÜFEKLERLE ATEŞ ETTİK VE EL BOMBALARI ATTIK...”
Bir yardım merkezinin güvenliğinden sorumlu birimde görev yapan bir subay ise, “İnsanların tank ateşi, keskin nişancılar ve havan mermileri altında bir ‘insani’ yardıma ulaşmak zorunda kalması veya ulaşamaması ne etik ne de ahlaki açıdan kabul edilebilir.” değerlendirmesinde bulunarak sözlerini şu ifadelerle sürdürüyor: “Geceleri, halka buranın bir savaş bölgesi olduğunu ve yaklaşmamaları gerektiğini göstermek için ateş açıyoruz. Bir keresinde havan ateşi kesildi ve insanların yaklaşmaya başladığını gördük. Bu yüzden ateşe yeniden başladık ki yaklaşmalarının yasak olduğunu anlasınlar. Sonunda, mermilerden biri bir grup insanın üzerine düştü. Başka olaylarda, tanklardan makineli tüfeklerle ateş ettik ve el bombaları attık... Sis altında ilerleyen bir grup sivilin vurulduğu bir olay oldu.”
Sözlerinin devamında subay, İsrail Ordusu’nun soykırım planını sürdürme konusundaki uluslararası meşruiyetin tamamen çökmesini engellediği için oldukça memnun olduğu ifade edilen Gazze İnsani Yardım Vakfı dağıtım merkezlerinin işleyişindeki tutarsızlıklara da dikkat çekiyor: “Kararları kimin verdiğini bilmiyorum, ama halka talimatlar veriyoruz ve sonra ya onlara uymuyoruz ya da değiştiriyoruz. Bu ayın başlarında, merkezin öğleden sonra açılacağını söyleyen bir mesajın gönderildiği bildirildi ve insanlar yiyecek için sıraya girmek için sabahın erken saatlerinde geldi. Çok erken geldikleri için, o gün dağıtım iptal edildi.”
5000 ŞEKEL İÇİN YİYECEK ARAYAN İNSANLARI ÖLDÜRMEK KABUL EDİLEBİLİR GÖRÜLÜYOR
Başka bir asker ise, özel şirketlerin 1500 dolar kazanma motivasyonunun Gazzeli sivillerin katlinden çok daha önemli olduğu mevcut durumu sarsıcı sözlerle aktarıyor: “Bugün Gazze'de çalışan herhangi bir özel şirket, yıktığı her ev için 5000 şekel (yaklaşık 1500 dolar) alıyor. Servet kazanıyorlar. Onların bakış açısından, ev yıkmadıkları her an para kaybıdır ve birliklerin çalışmalarını güvence altına alması gerekiyor. Bir tür ‘şerif’ gibi davranan şirketler, tüm şerit boyunca istedikleri yeri yıkıyorlar. Şirketin kendilerini korumak için bir ateş açma olayı patlak veriyor ve insanlar öldürülüyor! Bunlar Filistinlilerin bulunmasına izin verilen bölgeler. Yaklaşan ve onların bizi tehlikeye attığına karar veren biziz. Yani, bir şirketin 5000 şekel daha kazanıp bir evi yıkması için, sadece yiyecek arayan insanları öldürmek kabul edilebilir görülüyor.”
“GAZZE PARALEL BİR EVREN”
Yakın zamanda 252. Tümen ile görev yapan bir yedek tank askeri de anlatıları doğruluyor: “Bir olayda, askere, sahil şeridi yakınında toplanan bir kalabalığa doğru mermi atması talimatı verildi. Teknik olarak, bunun uyarı ateşi olması gerekiyor — insanları geri itmek veya ilerlemelerini durdurmak için... Ama son zamanlarda mermi atmak standart uygulama haline geldi. Her ateş açtığımızda ölümler ve yaralanmalar oluyor ve birisi neden mermi atıldığını sorduğunda asla makul bir cevap alamıyorsunuz. Bazen sadece soruyu sormak bile komutanları kızdırıyor.”
Sözkonusu olayda, ateş edildikten sonra insanların kaçmaya başladığını ve buna rağmen ardından diğer birliğin onlara tekrar ateş açtığını ifade ederek “Eğer bu bir uyarı atışıysa ve onların Gazze'ye doğru geri koştuklarını görüyorsak, neden ateş ediyoruz? Bazen hala saklandıkları söyleniyor ve ayrılmadıkları için yönlerine ateş etmemiz gerekiyor. Ama kalkıp kaçtıkları anda ateş açtığımız için ayrılamayacakları ortada.”
Asker, bunun rutin hale geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Bunun doğru olmadığını biliyorsun. Doğru olmadığını hissediyorsun — buradaki komutanların kanunu kendi ellerine aldığını. Ama Gazze paralel bir evren. Hızla devam ediyorsun. Gerçek şu ki, çoğu insan bunu düşünmek için bile durmuyor.”
KİMSE HER GÜN ONLARCA SİVİLİN NEDEN YİYECEK ARARKEN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ SORMUYOR
Bölgede kuvvetlere komuta eden başka bir üst düzey yedek subay ise şunları anlatıyor: “Benzer bir olayda bulundum. Duyduklarımıza göre orada ondan fazla kişi öldürüldü. Neden ateş açtıklarını sorduğumuzda, üstlerden gelen bir emir olduğu ve sivillerin birlikler için tehdit oluşturduğu söylendi. Kesinlikle söyleyebilirim ki insanlar birliklere yakın değildi ve kesinlikle onları tehlikeye atmıyorlardı. Anlamsızdı — sadece öldürüldüler, hiçbir şey için. Masum insanları öldürme denen bu şey — normalleştirildi. Bize sürekli Gazze'de sivil olmadığı söylendi ve görünüşe göre bu mesaj askerler arasında yerleşti.”
Haaretz’e konuşan başka bir askeri kaynak ise şunları belirtiyor: “Topçu ateşinin sivillerle dolu bir kavşakta kullanmasını normalmiş gibi konuşuyorlar! Topçunun kullanılmasının doğru ya da yanlış olduğu hakkında bir tartışma, bu silahın neden gerekli olduğu bile sorulmadan yapılıyor. Herkesi ilgilendiren şey, Gazze'de operasyonlara devam etme meşruiyetimize zarar verip vermeyeceği. Ahlaki boyut neredeyse yok. Kimse her gün onlarca sivilin neden yiyecek ararken öldürüldüğünü sormuyor bile.”
Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre 11 Haziran'da 57, 17 Haziran'da 59 ve 24 Haziran'da yaklaşık 50 kişi öldü. Teyit edilebilen rakamların yanında yerel kaynakların da aktarımları göz önüne alındığında, İsrail’in devam eden soykırım operasyonunda her gün ortalama 100 Filistinli yaşamını kaybediyor.